İsrail askerleri, Gazze’nin güneyindeki Han Yunus’ta yer alan Nasır Hastanesi’nde ‘Hamas militanlarının saklandığı ve İsrailli rehinelerin olduğu’ iddiasıyla 15 Şubat’ta baskın yaptı. Baskında 4 hasta hayatını kaybetti. İngiliz medya kuruluşu BBC’ye konuşan Gazze’deki sağlık çalışanları, baskın yapılan hastanede başlarına gelenleri anlattı. İsrail askerlerinden işkence gördüğünü söyleyen sağlıkçılar, günlerce gözaltına alınıp aşağılandıklarını, dövüldüklerini, soğuk suyla ıslatıldıklarını ve saatlerce rahatsız şekilde diz çöker vaziyette bekletildiklerini söyledi. “Kafasını kıpırdatan ya da herhangi bir hareket yapan kim varsa vurdular.” diyerek yaşadıkları korku dolu anları anlattılar.
İSRAİL, İDDİALARI REDDETMEDİ
“KAFASINI KIPIRDATAN KİM VARSA VURDULAR”
Operasyondan bir gün sonra, 16 Şubat’ta gizlice çekilen görüntülerde, hastanenin acil servis binasının önünde, iç çamaşırlarıyla diz çökmüş halde bir grup erkek görülüyor. Bu kişilerin ellerinin arkadan bağlı olduğu görüntülerden seçilebiliyor. Bazılarının yanlarında sağlık çalışanlarının giydiği önlükler olduğu da görülebiliyor. Hastanenin genel müdürü Dr. Atef Al-Hout, BBC’ye yaptığı açıklamada, “Kafasını kıpırdatan ya da herhangi bir hareket yapan kim varsa vurdular” diyor ve baskın sırasında gözaltına alınanların “utanç verici bir pozisyonda iki saat bekletildiğini” aktarıyor.
“UZUN SÜRE MİDEMİZİN ÜZERİNDE YATMAYA ZORLANDIK”
İsrail ordusu ise “bir kural olarak tutuklama işlemi sırasında terör şüphelilerinin ellerini havaya kaldırması ve kıyafetlerde patlayıcı olup olmadığının kontrol edilmesi gereklidir” açıklamasında bulundu. Sağlık çalışanları, hastane binasına götürüldüklerini, burada dövüldüklerini ve ardından giysileri olmadan bir tutuklama merkezine transfer edildiklerini söyledi. Nasır’da gönüllü olarak çalışan 26 yaşındaki Dr. Abu Sabha, gözaltında uğradığı muameleyi “işkence” olarak tanımladı ve gözaltındakilerin saatlerce ayakta bekletildiğini, aç bırakıldıklarını, midelerinin üstünde uzun süre yatmaya zorlandıklarını ifade etti.
“İDAM EDİLECEĞİMİ DÜŞÜNDÜM”
Gözaltına alınıp ardından serbest bırakılan sağlık çalışanları, Mubarak olarak adlandırılan doğumhanenin, IDF’nin sorgu merkezine dönüştürüldüğünü ve burada sağlık çalışanlarının dövüldüğü söyledi. Dr. Abu Sabha, buranın “işkence yeri” haline getirildiğini anlatarak, “Beni bir sandalyeye götürdüler, idam sehpası gibiydi. İp sesleri duydum ve idam edileceğimi düşündüm. Ardından bir cam kırdılar ve bacağımı kestiler. Kanlar içinde bıraktılar. Diğer doktorları da buraya getirdiler ve sıraya dizdiler. İsimlerini ve seslerini duyabiliyordum.” dedi. İsrail ordusu ise bu iddiaları reddetti.